Sosyal Medya

Güncel

Uluslararası yargı Bosna Hersek’e kapalı - Ahmet Varol

“Yargı organlarının normalde adaleti icra etmekle görevli olması gerekir. “Uluslar arası yargı” isimlendirmesine uygun bir faaliyette de uluslar arası çapta adalet aranması gerekir. Fakat emperyalizmin baskı ve dayatma uygulamalarına yargı kılıfının geçirilmesi amacıyla oluşturulmuş kurumların uygulamalarında bunu bulmak mümkün değildir. Bu da “yargı” şemsiyesi altında zulmün globalleştirilmesi anlamına gelir. Dolayısıyla uluslar arası yargı organları gerçekte dünya çapında bir düzen ve disiplin sağlanması amacıyla yargının gücünü kullanma yoluna gitmiyor, çağdaş emperyalizmin sopası görevi görüyor.”



Gazetemizde iki gün önce yayınlanan “Örgütlü emperyalizm ve Ä°slâm âlemi” baÅŸlıklı yazımızda günümüzdeki uluslararası yargı mekanizmasının iÅŸleyiÅŸ tarzına da deÄŸinmiÅŸ ve ÅŸu vurguyu yapmıştık: 
 
“Yargı organlarının normalde adaleti icra etmekle görevli olması gerekir. “Uluslar arası yargı” isimlendirmesine uygun bir faaliyette de uluslar arası çapta adalet aranması gerekir. Fakat emperyalizmin baskı ve dayatma uygulamalarına yargı kılıfının geçirilmesi amacıyla oluÅŸturulmuÅŸ kurumların uygulamalarında bunu bulmak mümkün deÄŸildir. Bu da “yargı” ÅŸemsiyesi altında zulmün globalleÅŸtirilmesi anlamına gelir. Dolayısıyla uluslar arası yargı organları gerçekte dünya çapında bir düzen ve disiplin saÄŸlanması amacıyla yargının gücünü kullanma yoluna gitmiyor, çaÄŸdaÅŸ emperyalizmin sopası görevi görüyor.”
 
Bu gerçeÄŸi Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nın, Bosna Hersek’in Sırbistan’a karşı soykırım davasının yeniden açılabilmesi için yaptığı baÅŸvuruyu reddetmesiyle birlikte bir kez daha gördük. 
 
Her ÅŸeyden önce Sırbistan’ın ve Sırp milislerin Bosna Hersek’teki Müslüman halka yönelik soykırım faaliyetinin ve katliamların sorgulanması konusunda uluslararası yargı mekanizması başından beri doÄŸru düzgün iÅŸlemedi. Çünkü bu soykırımın arka planının araÅŸtırılması durumunda küresel emperyalizmin gözetiminde ve onun izin vermesiyle, imkân tanımasıyla gerçekleÅŸtirildiÄŸi görülecektir. Dolayısıyla küresel emperyalizmin gözetiminde ve onun çıkarları için çalışan yargı mekanizmasının bu hadisenin üstünün çok fazla açılmasını, arkasının fazla kurcalanmasını istemeyeceÄŸini tahmin etmemiz mümkündür. 
 
En baÅŸta Srebrenitza katliamının BM’nin güvenli bölge ilan ettiÄŸi alanda ve BM askerlerinin görevlerini yerine getirmemesi sebebiyle gerçekleÅŸtirildiÄŸi çok iyi biliniyor. Dolayısıyla bu katliamda tüm suçluların cezalarının verilebilmesi durumunda BM askerlerinin ve onları organize etmekle görevli olan BM sorumlularının da cezalandırılması gerekir. Ama bu kapı hiç aralanmadı. 
 
Bosna Hersek Müslümanlarına yönelik olarak iÅŸlenen katliam suçlarının Sırp sorumluları hakkında sergilenen tutum da büyük ölçüde ihmalkâr bir tutum olmuÅŸtur. Katliamların ve cinayetlerin baÅŸ sorumlularından Radovan Karaciç, hakkında yakalama kararı çıkarılmasına raÄŸmen yıllarca kendini saklayabildi. Bunu baÅŸarabilmesi uluslararası yargı mekanizmasının ve onunla baÄŸlantılı olarak çalışan kurumların ihmalkâr davranmasından kaynaklanıyordu. Yakalanmasından sonra, suçlarının bariz olmasına raÄŸmen uzun süren bir yargılamanın sonunda iÅŸlediÄŸi suçlar açısından sembolik sayılabilecek bir cezayla cezalandırıldı. Çünkü maÄŸdur edilenler Müslümanlardı ve uluslararası yargı dünyanın deÄŸiÅŸik bölgelerindeki maÄŸdur Müslümanların haklarının aranmasında gösterdiÄŸi önemsemez tutumunu Bosna Hersekli Müslümanlar konusunda da gösterdi. 
 
Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nın Sırbistan aleyhine soykırım ithamıyla yeniden dava açılabilmesi talebini reddetmesi üzerine Bosna Hersek Devlet BaÅŸkanlığı Konseyi’nin BoÅŸnak üyesi Bakir Ä°zzetbegoviç ÅŸu açıklamayı yaptı: “Mahkemenin aldığı bu karar doÄŸru bir karar deÄŸil. Zira doÄŸru bir karar olması için bu kararını belgelere ve delillere dayandırması gerekirdi. Uluslararası Adalet Divanı hukuki deÄŸil, siyasi bir tutum sergiledi.” 
 
Evet, çünkü Uluslararası Adalet Divanı’nın isminde adalet kelimesi bulunsa da kendisi bir adalet kurumu hatta bir hukuk kurumu bile deÄŸildir. Bu kurum sadece küresel emperyalizmin ve onun himayesinde çalışanların uygulamalarına yargı kılıfı geçirmek amacıyla faaliyet gösteren bir siyasi kurumdur. Siyaseti de küresel emperyalizmin siyasetidir. 
 
Müslümanları rahatsız eden karar, zulmedenlerin tarafında duran Sırbistan yönetimini ise son derece memnun etti ve sonucu kendi açısından büyük bir baÅŸarı olarak deÄŸerlendirdi. 
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.